25 Nisan 2009 Cumartesi

Buna Da Şükür

Bugün uzun zamandır yapmayı planladığımız fakat sürekli bir aksiliğe uğrayan ve gerçekleştirmemizin mümkün olamadığı planı gerçekleştirdik. Bu cümleden, çok önemli ve uç bir plan olduğunu sanmayın bunun. Çünkü değil. Sadece, okula bizim gitarları götürmekti planımızın. İşte... Bugün bu planı gerçekleştirdik.

Öğlen getirdik gitarları, müdür odasına koyduk. Sınıfa getirmek biraz riskli olurdu, bizim sınıfın durumları pek bir karmaşık olur. Bir arbede çıkar sınıfta, gelirler benim gitarın tepesinde kavga ederler falan, bu tarz şeyler de hep beni bulacağı için hiç öyle bir şey yapmadım. Müdür odası sakin ve emniyetli idi.

Okul bittikten sonra, okulun gitar dersi alan grubunun çalışması vardı. Müzik hocamız, bu çalışmadan önce bizi dinledi. Sanırım pek bir hoşlarına gitti. Milletin şaşırdığı her hallerinden belliydi. Benim 10 ay önce gittiğim ve 3 hafta katıldığım klasik gitar kursumunda yer alan bir takım şahıslar özellikle daha bir fazla şaşırdı. "Sen oradayken bir bok çalamazdın, ne ara elektro gitarı öğrendin?" der gibi bakıyorlardı. Haklıydılar aslında. 10 ayda, hocasız falan çok iyi geliştirdim kendimi. Neyse...

Okul gecesinde çalmak için 3+1 parça belirledik. Aslında onlar belirledi, bende sesimi çıkarmadım. Siktiri boktan şarkılar seçtiler ama neyse... Daha iyi fikirler gelirse aklıma, değiştiririz şarkıları. Şarkılar ise şunlar: Kurban - Yalan Dostum, Emre Aydın - Afili Yalnızlık, Duman - Seni Kendime Sakladım. Evet... Emre Aydın ne alaka lan demiş olabilirsiniz. Bende öyle dedim ilk ama çok ısrar edince şarkıyı söyleyecek olan vokalist şahıs, direnmedim. Bu üç parçaya ek olarak, Smoke on the Water çalmak istediğimizi de söyledik. Müzik hocamız, buna ben çalışayım, belki söylerim dedi. Bilemiyorum söyleyebilir mi ama söylerse iyi olur.

Çalacağımız parçaların hepsini farklı şahıslar söyleyecek. Hepsi de kız. Biraz baktım şöyle, şarkı söyleyiş şekillerine falan. Mıy mıy mıy şeklinde söylüyorlar. Bilemiyorum... Sahnede de böyle ezik büzük söyleyeceklerini düşünüyorum. Biraz daha coşkulu, ortalığı duman eden bir vokalistimiz olsaydı süper olurdu. Neyse, buna da şükür.

Bu olaylar yaşanıp, bittikten sonra, mekandan ayrılırken, okulumunuz öğrencilerinden bir şahıs ile aramızda geçen diyalogu da buraya yazmak isterim:
- Bu ne yaa? Çalabiliyonuz mu da getiriyonuz?
- Yok hava olsun diye getiriyoz...
Allahım yaa... Neyse...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder