3 Nisan 2009 Cuma

E=mc² ?



Gerçekten çok isterdim. En azından şu başlıkta yazmakta olan formülü az çok anlayabilecek, bu formül üzerinde düşünebilecek kadar Fizik bilgisine sahip olmayı. Eşit Ağırlık bölümünü seçmek sanırım hayatımın en büyük hatalarından biriydi. Düşünüyorum da, bunun dışında hayatımda yaptığım ve bana bu kadar üzüntü veren bir olay hatırlayamıyorum. Sadece bu Fizik olayı değil, genel olarak hayatımın gidişatını etkiledi Eşit Ağırlık. Keşke Sayısal'da olsaydım. Keşke... Şuan okulumuzun Sayısal bölümünde okumakta olan embesilleri görünce içim cız ediyor. Okul müdürümüz MS'nin Fizikçi olduğunu düşününce kafam dağılıyor. O herif bile, o haliyle Fizikçi olmuş. Fizikçi olacağımdan değil, fakat bu konular çok hoşuma gidiyor. En azından genel kültür olması açısından bazı şeyleri bilmek lazım bence. Fizik'in, Matematik'in kültürü mü olur lan, demeyin. Olur abi, neden olmasın? Bunları da öğrenmek lazım. Her konuda bir nebze olsun bilgi sahibi olmak lazım. Öküz gibi yatmamak lazım, bir şeyleri öğrenmek lazım. Ama gelin görün ki, bu durum tabii ki bazen mümkün olamayabiliyor. Yaşam aslında bir çok şey için yeterli bir süre sunuyor bize. Mesela ben bu sene ÖSS'de iyi bir puan alıp, bir yere yerleşemezsem; gelecek sene dershanede mutlaka Fizik görmek istiyorum. Böylece elde etmek istediğim Fizik bilgisine de ulaşacağım. Ne kadar güzel.

Neyse, Fizik'i siktir edelim şimdi. Önümüze bakalım. Bugün yine sınav vardı. Coğrafya'dan. Kopyalar havada uçuştu. Bir ara hoca öyle sinirlendi ki, şöyle bir cümle çıktı ağazından: "Sabahtan beri geçirdiniz ne varsa. Şerefsizlik yapmayın!". Haklıydı. Yani, insanın gözünün içine baka baka, defalarca uyardığı halde, kopya çekmeye devam etmek şerefsizliktir. Bende yaptım mı bu ibneliği? Yaptım. Bayram Hoca sonuna kadar haklı, ne dese yerinde. Öğrenciyiz bizde ama, pek önemsemiyoruz. Zaten son sınıfız, hocalar bizi alttan alıyor, hem de çok. Bizde yeri geldiğinde sessiz olmalıyız. Uğur, sana diyorum. Sınırlarımızı bilelim abi, 3 ay sonra pişman olacağımız davranışlar yapmayalım. Yani yaptığımızdan demiyorum, yapabiliriz. Durum öyle yani, çok kritik. Derste neler neler çıkıyor ağzımızdan, öyle bir söz çıkar ki; cidden telafisi falan çok zor olabilir. 2 ay kaldı, aman diyorum.



Bugün bir başka güzel olay daha yaşandı. Benim adıma güzel. Umut (Re_Fan), Level'da ismimin geçtiğini söyledi ve ekledi. Level'ın düzenlediği yazarlık yarışmasında, 10 kişi seçmişler ve bu 10 kişi 3 ay boyunca Level Online'da bir deneme sürecine alınacakmış. Yakında bizimle irtibata geçeceklermiş. İrtibata geçmelerini bekliyorum. Başvuru için kıytırık bir yazı göndermiştim, şimdi iş biraz ciddiye binince daha ayakları yere basan, sağlam yazılar yazarım. Bunun yanı sıra şöyle bir durum var. Dergide 10 adayın ismi verilmiş, en sona benim ismim yazılmış. Bir liste yaparsanız, en sona yazdığınız kişi genelde belli bir nedenden dolayı sondadır. Ya arkadaşınız değildir, ya bu listedeki diğer isimlere oranla daha az şansı vardır, ya da 9 kişi vardır 10. kişiyi doldursun diye bir kişi eklersiniz. Bunun gibi durumlardan dolayı listede olmaktan korkuyorum, ama olsun. Bir şey farketmez, sonuçta onlara bir yazı göndereceğim, bu yazı sağlam olduktan sonra en kötü ihtimalle Level Online'da düzenli yazarım diye düşünüyorum. O da bir şey...

Müzik dersinde bu dönem solfej olayı toptan kaldırıldı. Onun yerine belli konularda yıllık ödev tarzında ödevler hazırlıyoruz ve derste okuyoruz. Geçen hafta sıra bana gelmiş ama okula gitmediğim için ödevimi de sunamadım, gerçi haberim yoktu ödevden falan ama neyse. Bu haftaya kaldı benim ödev. O yüzden yarın için 3 sayfa ödev hazırladım. Uzun bir zaman sonra evde elle yazı yazdım, yine uzun bir zaman sonra ödev yaptım da diyebiliriz. Güzel oldu benim için...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder