4 Temmuz 2010 Pazar

Kaputaş’ta Denize Çakılmak


Bugün denize gittik. Kaputaş’ı biliyor musunuz bilmiyorum. Üstte fotoğrafı var. Kaş’a yaklaşık 20 km uzaklıkta, Kalkan ile Kaş arasında tamamiyle doğal bir plaj. 1-1,5 metrelik dalgaları ve neredeyse tamamı kum olan bir plaj, ben çok seviyorum.

Ama bugün başıma talihsiz bir olay geldi =D. Evet, arkadaşlar ile toplandık ve Kaputaş’ a gitmeye karar verdik. Bindik motosikletlere, gittik plaja. İndik yüzüyoruz. “Birdirbir” isimli oyunu bilirsiniz. Plajda dalgalara karşı bu oyunu oynamaya karar verdik. Deniz orada bir anda derinleşiyor. İlk önce ben yattım, arkadaş üzerimden atladı. Daha sonra ben atladım. Sonra o atladı. Sonra tekrar ben atlayacaktım. Bu kez ellerimi kullanmadan direkt olarak üzerinden atlayayım dedim. Ona da tam denizin derinleştiği yerin sınırında durmasını söyledim. Böylece üzerinden atlayınca direkt derin sulara dalış yapacaktım fakat öyle olmadı. Sınıra durmamış bizim arkadaş.

Koştum, zıpladım ve uçtum. Denizden koşarak atladığımız için pek yükseklemedim haliyle ama yine de arkadaşın üzerinden uçmayı başardım. Uçtum ve balıklama denize girdim. Daha doğrusu yere çakıldım. Yüz üstü =D.

Denizden çıktığımda yüzümde ufak çizikler vardı ve kanıyorlardı. Sağ omzumda da yine çizikler vardı. Havlu ile bastırdım falan kanama durdu. Sanki savaştan çıkmış gibi bir hal aldı yüzüm. Trajikomik oldu bayağı.

Tekrar denize girmek için yöneldiğimde, benim çakıldığımı gören biri geldi ve sordu bir şeyimin olup olmadığını. Yok bir şey dedim, “öyle atlanır mı abicim, nasıl çakıldın öyle ayakların havada kaldı” dedi. =D Cidden sağlam çakılmışım. Bravo bana. Allahtan gebermedim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder