19 Ocak 2011 Çarşamba

Muhteşem Yüzyıl

Aslında izlenebilir bir dizi. Hatta severek izliyoruz bile denilebilir. Hatta ve hatta Türkiye'de şu an çekilen en iyi dizi bile denebilir. Türk yapımı dizi izlememe orucuma son noktayı koyması sebebiyle ilginç bir dizi benim için. Ancak çok saçma salak şeyler var.


Dizinin girişine "Hayal ürünüdür" cart curt uyarısı koymak ile olmuyor bence. Nedendir bilinmez bizim türk dizilerinde illa ki bir şekilde aşk ve hatta sevişme yumağı işlenilmek zorunda gibi. Misal hiçbir yabancı dizide bu kadar fazla aşk ile örülü bir kurgu bulamazsınız. Onlar daha çok hikayeye yönelirken, biz sadece aşk ve sevişmeye yöneliyoruz gibi. Klasik olarak tüm yerli dizilerde boşta kalmayacak şekilde herkes birbirine aşık olur; Kavak Yelleri'nde birbirine veriştirmeyen kalmadı mesela. Her neyse, biraz ağırlığı olması gereken bir konuyu işleyen Muhteşem Yüzyıl bile türk dizilerinin olmazsa olmaz geleneğini sürdürmeye devam ediyor. İnsan fetih seyretmek istiyor, kuşatma seyretmek istiyor; tarih sırasına göre gidiliyor tabii ancak ne bileyim en azından bir ön hazırlıkları bari göstersinler mesela Rodos seferinin. 2 dakikada savaş kararları alınıyor, 30 dakika bir yüzüğün peşinden koşuluyor. Cidden olacak iş değil.

Onun haricinde Kanuni'nin bu kadar amsalak olduğunu da bilmezdim açıkçası. Adamın performan mükemmel. Öyle ki göz kapamalı falan fantezilere giriyor bile sandım bir ara; neyse ki sadece yüzük vermek için bağlamış gözleri. "Akşama halvet var" diyor Kanuni, "akşama sikiş var" ın Osmanlıcası...

Mahidevran'ın, öküz cüsseli Hürrem'i perişan etmesi ise ayrı bir olay. Cidden nasıl yaptı bunu hala anlamıyorum.

Şehzade Mustafa ise çok çok ayrı bir olay. Çocuk o yaşta neler biliyor... "O senin kardeşin değil, kulun" dediği an şok oldum resmen. Ulan bu velet ne sayıklıyor? Geçen bölümlerin birinde de millete emirler saçıyordu, Valide Sultan'a bile. "Ben kardeş istemiyorum" ergen tripleri de cabası tabii.

Dizinin bir başka saçmalığı ise Macar Kralı'nın bozuk bir aksan ile Türkçe konuşması. Aslında bir problem yok gibi gözükebilir ancak Venediklilerin kendi dillerini konuşması ve altyazı ile konuşmaları takip etmemiz üzerine bayağı bir abes hale geliyor durum. Ulan bir karar verin, ya türkçe yapın komple yabancıları, ya da komple altyazılı yapın.

Ve son olarak Mahidevran > Hürrem bence. Hürrem'in "Sultan Sülüman bekler" repliği de bayağı bir efsane olacak sanırım bu gidişle.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder