4 Şubat 2011 Cuma

How Not To Live Your Life

Aklınıza hemen How I Met Your Mother gelmiştir muhtemelen, evet onu çağrıştırıyor ama alakası yok tabii ki.


İngiliz aksanını hiç sevmem. Aslında severim, şöyle severim: mesela bir amerikan dizisinde tüm amerikanların ortasında çıkan bir ingiliz aksanı gayet hoş duruyor ama herkes ingiliz aksanı ile konuşunca hiç hazetmiyorum (Supernatural, Bella Talbot <3).

Bu dizi bir ingiliz dizisi ve haliyle ingiliz aksanı var. İlk başlarda çok rahatsız etse de zamanla alışıyorsunuz. Olay ise tam olarak şu: Don Danbury adında bir herif var ve onun başından geçen şeyleri izliyoruz. Dizi sürekli belli başlı yerlerde kesiliyor ve "burada yapmamanız gereken 5 şey" falan tadında ufak şeyler sıkıştırılıyor. Gayet de komik oluyor. Özellikle Don ciddi anlamda olağanüstü komik bir karakter olmuş. Hatta gördüğüm en komik dizi karakteri desem hiç yanlış olmaz. Barney Stinson ve Sheldon Cooper yanında halt etmiş; o derece...


Don, platonik aşkı Abby ve yardımcısı Eddie.


Dizinin sürekli cinsel öğeler üzerine kurgulanmış olması diziyi iki kat izlenebilir kılıyor. Konulu erotik film tadında dizi izlemeyi kim istemez. Ayrıca umutsuz bir vaka olarak takılan Don'ın başından geçenlerin konu edilmesi harika bir şey. Hangimiz bir zamanlar umutsuz vaka olmadık ki... Öyle değil mi... O yüzden izlemek büyük keyif veriyor.

Her sezonun sadece 6 bölümden oluşuyor olması çok büyük bir kayıp. Yavaş yavaş, sindire sindire izlenilmesi gereken bir dizi. Tek günde hali hazırda 4 sezonu bitirirseniz tadı fena halde damağınızda kalacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder