17 Şubat 2011 Perşembe

Kaş'ı Seviyorum

Dün nihayet gelebildim Kaş'a. Uzun bir yolculuk sonrası oldu tabii bu yine. Uçağa saracağım bu gidişle, çünkü cidden çok can sıkıcı olmaya başladı bu yollar.

Montla bindim otobüse. Bereli, eldivenli falan. Eskişehir ve çevresi cidden çok soğuk. Yolda fazlasıyla karlı alana rastladık. Hatta bir yerde ilginçtir ki sel vardı. Evlerin çatısı, elektrik direklerinin üst kısmı gözüküyordu sadece. Her neyse, Kaş'ta 18 derece sıcaklık vardığı indiğimde. Özlemişim sıcağı, montsuz gezebilmeyi. Ellerimin üşümemesini. Tepedeki güneşin yakmasını. Ki Eskişehir'de hava güneşli olsa bile güneşin etkisi olmuyor, göstermelik bulunuyormuş gibi tepede duruyor öyle. Burada öyle değil yani. Harika.


Eskişehir'de basketbol oynamaya gidiyorduk ama buz gibi havada hiç zevkli olmuyordu. Buradaki ilk günümde hemen basketbol oynamaya gittim. Sıcak hava, şort ve t-shirt giyip üşümemenin keyfini sürdüm. Eskişehir'de şutör özelliğimi kaybettiğimi düşünmeye başlamıştım ancak sadece soğuktanmış anladığım kadarıyla, buraya dönünce yine atmaya başladım dışardan. =D

Kaş'a geldiğimde en çok hoşuma giden şey kesinlikle ses sistemi ile müzik dinleme keyfi oluyor. Flac formatında And Justice For All'u indirmiştim gelmeden önce, ilk defa Flac formatını denemek için... Güzelmiş. Laptop'ta pek belli olmuyordu fark ama ses sisteminde az biraz farketti gibi. Sanırım sağlam bir ses kartı gerekiyor daha kaliteli almak için sesi.

Bu arada Kaş'a gelme sebebim, gelecek Çarşamba mahkememin olması. Çok ilginç olacak. Merakla bekliyorum o günü.

Ekleme: Bu sabah erken uyandım. Çay demledim. Açma aldım. Bilgisayara oturdum, müzik açtım. Açmamı yedim. Çayımı içtim. Bayağı özlemişim bunu. Sokayım Eskişehir'e. Kaş gibisi yok.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder