27 Şubat 2011 Pazar

Yüksek Sadakat - Live It Up

Madem direkt gündeme oturan bir şarkı çıkmış, hem de rock türünde bir şarkı; ele almadan geçmek olmazdı. İstemsiz film blogu olmaya başlayan blog, böylece müzikle ilgili bir yazı görmüş olur.


Geçtiğimiz yıl Manga katılmıştı biliyorsunuz. Sosyal mesaj vermek derdine düşmüştü ve bence vasat bir parça ile pek güzel bir sonuç elde etmişti. Sanıyorum ki sosyal mesaj kaygısı fazlasıyla işe yaradı orada. Bu sene ise Yüksek Sadakat var. Çoğu zaman aşk üzerine olur biliyorsunuz bizim liriklerimiz. Avrupalıyı pek bir bayıyor aşk meşk işleri, o yüzden pek aşk derdine düşen olmuyor özellikle Eurovision'da. Çoluk çocuk şarkısı ile kazanılan yarışmalar bile vardı yani (bkz: Alex. Rybak). Her neyse bu bağlamda iyi bir seçim yapmış Yüksek Sadakat direkt "yaşayın ulan dilediğiniz gibi" temalı bir parça hazırlamış.

Parçanın gitarı iyi olmuş. Zaten tek bir riff var, parça komple onun üzerine kurulmuş. İntroda riffi tekrarlıyor herif ve sonra tüm enstrumanlar vokal ile birlikte giriş yapıyor şarkıya. Klasik ve olağan bir giriş. Neden bu kadar basit yapıyorlar bunu anlayamıyorum ben. Ne bileyim, ben böyle bir yarışmaya katılacak olsam olabildiğince komplike şeyler yapmaya kasarım. En azından bu kadar basit yapmam. Nirvana bile daha komplike parça yapıyor mesela; şu standartları göz önüne alırsak.

Şarkı komple belli bir rutinde devam ediyor. Sadece son anlarda bir duraksama ve iniş yaşanıyor. O kısımda klavye güzel işler yapıyor. Gerçi güzel dediğimiz olay sadece bu parça için güzel sayılabilir. Bu standartlar için yani. 10 saniyelik interlude yapmak marifet değil yani. Ortaya bir gitar solosu koysalar fena olmayacak ama niyeyse bizim Türk gruplarının genel özelliği yine burada baş göstermiş durumda; herifler bir solo koymaya üşenmişler. Cidden anlamıyorum, bu kadar zor olmamalı ortaya bir solo yedirmek.

Pek fazla söylenecek bir şey de yok aslında. Sonuçta tek bir parça ve 3 dakika sürüyor zaten. 3 dakika... Olacak iş değil, neden bu kadar kısa tutuyorlar anlamış değilim. Yangından mal kaçırır gibi. Her neyse, parçanın melodisi güzel. Kulağa baya hoş geliyor. Vokali zaten ben çok beğeniyorum. İngilizce söylemek konusunda da pek sıkıntı yok gibi. Bir çok yerde okudum, telaffuz konusunda sıkıntı var diyenler olmuş ancak bence pek sırıtmıyor.

Bu parça ilk 10'a çok rahat girer. 1. olamaz. Bir tahminde bulunayım buradan; bence 4. olacak. Hadi bakalım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder